
bir sinek var. odanın içinde dolanıp duruyor. hapis hayatına düştüğünü farkettiğinden bir oraya bir buraya gidiyor. adeta oda da volta atıyor. arada çarpar gibi oluyor duvarlara ama çarpmamayı başarıyor güzel bir saltoyla. hayatına devam ediyor.
geçen yazdan mı kaldı acaba? aylardan mart malumunuz. bu zamanda lavraların bir olayı var mı hiç bilmiyorum. ama bir şekilde kışın bu dünyaya gelmeyi başarmış olsa bile yaşayabileceği sayılı yerlerden biri bu odanın içi, o kuytu köşe, bu sıcak baca...
yeryüzünde hayata geliyor. soğuğa dayanma yetileri olmadığı için sıcacık bir yer arıyor kendine. ona güven verebilecek hayatını idame ettirebilecek bir yer. tek kaygısı daha fazla yaşamak, daha fazla bokun üzerine konmak, daha fazla çiftleşmek. ne benim okuduğum kitapların farkında, ne senin izlediğin filmlerin,oyunların, ne onun gördüğü yerlerin. olmasını da beklemiyor kimse zaten ondan. aynı "baba, annemle siz beni nasıl yaptınız?" sorusuna kızaran bozaran, yanıt vermekten kaçınan baba gibi bakıyor hayata ya da "ben matematik yapamam"cılara benzer...
senden benden bir farkı yok yani sineğin. sende sinek gibisin kısmen. ama bir küçük ayrıntı var hayatında. o konduğu boku umursamıyor, sen tapıyorsun!
Çizim de güzelmiş
YanıtlaSil