3.30.2010

benten (i)


cennet cehennem vardır yoktur diye iddialı konuşan adamlara hayranlıkla baktım her zaman. hani bir insan bu konuda bu kadar güvenebiliyorsa kendine ve benimle yüz yüzeyse kesinlike yanlış yerde doğmuştur ya da yanlış eğitim almıştır. zira atom mühendisi de olabilirdi, facebook'uda ilk çıkaran o olabilirdi. tabii ailesinin evinin garajı olması şartıyla.

bu aralar genç yaşta ölümler veya hastalıklar çok sık olmaya başladı çevremde. çok yakınım diyebileceğim bir eniştemi bir de dedemi kaybettim şu 26 senelik ömrümde. ama ikisi de çocuklukta kaldı hayal meyal hatıralarıyla...

öte dünyayı ben hep farklı hayal ettim. hani zannetmiyorum ki sonucunu bildiği bir işe kalkışmış olsun yüce tanrı. ha derse ki yok arkadaş ben titaniği de 22 kere izledim ona bir şey diyemem. ama yine de her işsiz kaldığında olay aslında fight clup ta olum diyen bir adam değildir zannımca. (iç ses: adam derken?) bence şöyle bir olay olacak cennet cehennem kapılarının girişinde. onca sene yaşadın ettin ne aldın sen bakalım aslan parçası diyecek bu dünyadan göklerin efendisi. ne getirdin bana, ne gördün ne yaşadın, hırsızlık yaptın mı diyecek misal. ama hırsızlık yaptın yanacaksın demeyecek. hırsızlık yaptığında ne hissettin diyecek. adrenalin salgıladın mı deliler gibi, pişman oldun mu, başkasının hakkı mıydı o sence yoksa hala savunuyor musun onu ben hakkettim diye. neyi neden yaptığının mantığını sorgulatcak sana bence. yani ben öyle umuyorum...

bu bağlamda bana da soracaktır. ne kaptın bu dünyadan, ne aldın, ne getirdin bize, kötülükleri boşver güzelliklerden bahset der belki. hani belki mesaisinin son saatlerine gelirim sorgulama seansındaki çok yorgunum ben der, güzellik anlat bana, bir hoş sedadan bahset bana der. der mi? der.

ben de yaptım kendime göre bir liste. 10 tane diye başladım. tabii ki yetmedi sayıyla da rakamla da "onun" hacmi. liste uzadıkça uzadı. belki bu listenin tamamını anlatırım burada. belki bu ilk ve son güzellik olarak kalır ardımda.

işin özünü geçip yan hikayesine gelelim. bugünkü adamımıza. ilk ondaki yerini bilemem. birinci falan değildir, hatta ilk onda bile değildir. zira ortaokuldan beri kendisiyle bir kere kadıköyde karşılaştık. o fenerin maçına gidiyordu bense okul harcını yatırmaktan dönüyordum. bir de geçenlerde bir halı saha maçında. onun haricinde de üç beş facebook muhabbetmiz vardır. ama güzel adam taa ortaokul yıllarında belli etmişti kendini sıraya dadadu dadadu dadadu diye vurup içindeki darbuka aşkını gösterirken cümle aleme. bir de matematikçiden yediği efsane azar vardır. kendisi hatırlamam der ama o sırada çevresinde kim varsa unutamamıştır. "allah belanı versin şerefsiz zeki" dedirtmişti matematikçiye. adam öyle garip bir şekilde dedi ki sanki içinden diyordu ama yanlışlıkla fısıldadı. neyse genel olarak güzel bir adam ben bunu bilir bu söylerim. birazdan izleyeceğiniz videoda da belli ediyor zaten güzelliğini. eliyle darbuka çalarken ağzıyla başka bir enstrümanın sesini çıkarmaya çalışıyor. ve evet karşımızda zeki;




not: bu yazı ve video için kendisinden izin almadım. biran önce okuyunuz. sonra bu ne olum sil aga beni ordan derse silerim hiç affetmem.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

tali yol

anlamlı (11) futbol (6) anlamsız (5) ben (5) birey (5) toplum (4) öteki (2) atarım tutar belki (1) atatürk (1) benten (1) müzik (1)

gözetmenler

Nineteen Eighty-Four

Nineteen Eighty-Four